9 Haziran 2014 Pazartesi

Dünyayı Kirleten Şeyler

   Her gün insanların bir şeylerden şikayet ettiği bir dünyada yaşar olduk. Haberlerde güzel bir şeyler duymak mucize haline gelmeye başladı. Çevremizdeki tüm insanlardan çekinir olduk. Birileriyle bir şeyler paylaşmak insanlar için zulüm haline gelmeye başladı, paylaşmanın, sevmenin, sevinmenin erdemini unutmaya başladık. Kimse kimsenin derdine değil yardımcı olmak, derdini dinlemek bile istemiyor. Hoşgörü denen kavram insanların açgözlülüğü ve bencilliği tarafından sömürülüp yok olmaya başladı.
   Evet, işte anahtar kelime; bencillik. Kendimizi düşünmekten başka hiçbir halt ettiğimiz yok… Kimse durup düşünmüyor, kendisini başkasının yerini koymuyor. Karşılıksız bir şeyler yapmak artık hep eksilmek gibi görülüyor. İnsanlar derinliklerini, samimiyetini kaybetti. Herkes bir doğruyu kabul etmek için bile sadece çıkar gözetir oldu. İşine geldiği gibi yaşayanlarla dolu bir dünyadayız artık. Çünkü bu bencillik öyle bir noktaya geldi ki kimse göz önünde olan ortak bir suçu bile kabul etmiyor. İşte insanların suç kabul etmemesine bir örnek; neden hep siyah kötülüğü çağrıştırır, siyahın kimseye bir zararı yok, durduğu yerde duruyor. Gizli saklı bir şeyler yapan, kötülüğün peşinde olan insanların siyaha gizlenmesi ve en önemlisi bencilliğimizden dolayı en kolayı suçu hemen siyaha atmaktır. Çünkü insanlar artık zoru unuttu, çabalamayı, hata yapmayı, hata yaparken öğrenmeyi, denemekten vazgeçmemeyi, emek vererek bir şeyler elde etmeyi. Her şeyi elinin altında bulmaya alıştı insanoğlu… Doğal olarak da bu da ortaya bencilliği, cimriliği, gamsızlığı çıkardı.

   Herkes kesesini doldurmanın peşinde nasıl olduğunun, insani değerlerin kaybolmasının, bir şeylerin zarar görmesinin, etrafta neler olup bittiğinin, kimlerin ne sıkıntı çektiğinin bir önemi yok. Bu artık ekmek parasını, hakkı, hukuku geçti, tek amaç; hep daha çoğu, hep daha çoğu. Kimse gerçeklerle yüzleşmeye ne cesaret ne de tahammül edemiyor bu yüzden, doğru söyleyen bırak dokuz köyü her yerden kovuluyor, dibe vuruyor. Açgözlü bencillerin karnı tok, sırtı pek, ensesi kalın, kesesi dolu olsun diye olan ekmek parası peşinde koşan garibanlara, emektarlara, alın teri döken insanlara oluyor. Hakkının peşinde koşanlar, modern kölelere, ezilenlere dönüşüyor.Bir şeylerin düzelmesi için yapılması gereken ilk iki şey insanların yumdukları gözlerini açması ve gerçeklerle yüzleşerek bir nebze de olsa suç kabul etmeleridir.